26 Eylül 2016 Pazartesi

Hipermetrop

Müslüman dindar bir kadındır Cihan Aktaş. Denk geldikçe de okurum yazılarını. Bir tweet atmış. Der ki: “Günde en az 40 kez ‘Allah'ım bizi doğru yola ilet’ diye yakaran insanın ‘doğru yol kesinlikle benim gittiğim’ demesi nasıl mümkün olabilir?”
Böyle düşünen İslamî muhafazakâr, entelektüel insanlar da var bu camiada. Bu topraklarda böyle bir İslamî gelenek de var. Şeyh Bedrettin, Alevî değil, Sünnî İslam yorumundan gelmektedir mesela. Özellikle belirttim. Bedrettin'in fıkıh çalışmaları kimilerine göre hâlâ en iyi fıkıh çalışmalarıdır.
Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal, bu topraklarda başka bir İslam'ın peşinden giden isyancı dinî liderler. İlki Sünnî dinî lider, ikincisi Alevî bir siyasi lider, üçüncüsü ilk adı Manisalı Samuel olan, Yahudilikten İslamiyet’e ihtida etmiş bir derviş. Muhteşem bir uyum.
Bu adamlar hakkında sempozyum düzenleyen sol camia, akşam içki masasında dine küfür edecek kadar kafa karışıklığına sahip. Latin Amerika'daki kurtuluş teolojisi üzerine kitaplar yayınlar bir sol yayınevi mesela. Sonra aynı yayınevi ile bağlantılı gazetenin yazı işleri müdürü “dini ne anlayacağız kardeşim, bizi yakanlardır bunlar” mealinde bir tweet atar.
Latin Amerika'da Hristiyanlığın farklı bir yorumuna methiyeler yaz, sonra da burada dindarlara “gerici, yobaz” her türlü yaftayı yapıştır. Kalıtsallaşmış hipermetrop sorunumuz var.
Doğrudur, böyle bir İslam da var memlekette. Siyasal İslam tam da buna karşılık geliyor belki de. Derdim, bunları aklamak değil, iktidar da böyle bir İslam anlayışından besleniyor.
“Emevî İslam’ı” ve “devlet İslam’ı” böyle bir tanımlama mesela. Onlarla zaten bir mesafe koymak gerektiğini düşünüyorum.
Fakat Anadolu İslamı'nda başka bir damar da var. Bu damarı yakalamak lazım. Evet yüzlerce yıldır devletin İslam anlayışına göre zehirlenen beyinler var. Belki onlarla uğraşamayız. Gerek de yok zaten. Fakat artık solun kendine bir bakması gerekiyor. Siyasal İslam denen terane iktidarın çirkinliğini olabildiğince içinde barındıran düşünce yaktı, yıktı, kesti de sol hiç mi yapmadı?
En ufak bir lider eleştirisini dahi örgüt içi infazlarla halleden, “bavul cinayetleri” ismi ile cinayet tarihine yeni sıfatlar kazandıran, yıllarca beraber mücadele ettiği dostları tasfiye edildiğinde haysiyet cellatlığı yapan ya da mesela Stalin'i baş tacı eden bir sol da var bu memlekette.
Reel Sosyalizm deneyiminden sonra “gerçek sosyalizm bu değil” deme kolaycılığını gösteren sol, “gerçek İslam bu değil” diyenlere neden alaycı bakar?
Bir düşüncenin modern zamanlarda ortaya çıkması, ona inananları gerici olmaktan kurtaramaz. Memleket Marksistlerinin büyük bir kısmı bu anlamda gericidir.
Yani demem o ki temas etmek lazım Müslüman birey ile. Yoksa bu karanlıkta, bu zulüm ikliminde hep birlikte boğulacağız.
Tekin Yasin Çelikkaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder