9 Haziran 2015 Salı

Karanlıkla Konuşmalar

Geldi,
Oturdu karşıma
Yüzüme baktı
Konuşmadım...
Anlatmaya başladı hatırlamadığım o günleri...
Anlattı,
Bir göz odada on kişi kaldığımız, toprak damla evi
Duvarları kireçli odayı
Evi aydınlatan kandili
Evi saran sobanın sıcaklığını
Annemin duvarda asılı güvercin nakışlı oymasını
Hiç hatırlamadığım
Dedemin sesini
Babamın tütününü
Sordu hatırladın mı?
Baktım yüzüne
Sonra devam etti,
Dedi ki;
Hatırlamadın mı
Oynadığın sokağı
Dizini yaraladığın taşı
Komşunun tarlasını
Taşlarla çevrili dağı
Dayını öldüren devleti
Derede yüzen balığı
Çayırı, ovayı, çölü...
Sustum, bir şey diyemedim
Anlatıyordu
Bıkmadan, usanmadan
Hani dedi;
Annenin siyah zülüflerini
Babanın dede yadigarı puşisini
Bir bir anlattı
Gidenleri
Kalanları
Gelmeyenleri
Sıkılmadan gücenmeden
Yüzüme baka baka anlattı
Vakti erişip;
Gitme zamanı gelince,
Son bir kez yüzüme bakıp, “yazık çocukcağız” dedi
Ve gitti ...
Mir Serhedî

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder