23 Mayıs 2015 Cumartesi

Hobi Olarak Muhaliflik

Günümüz Türkiye’sinin gözlerden kaçan, pek analiz edilmeyen muhaliflik çeşitlerinden biri de hobi olarak yapılan muhaliflik çeşididir. Bünyesinde Atatürkçü (CHP), milliyetçi (MHP), yeni sol (HDP) olarak tarif edebileceğimiz çeşitli muhaliflikler barındıran Türkiye’de, hobi olarak yapılan muhaliflik, internet piyasasında o kadar görünür olsa dahi, gariptir ve ne yazıktır ki araştırılmaktan ve açıklanmaktan bir o kadar uzak konumda tutulmuştur.
“Her şeyin başı eğitim!” Hobi olarak muhalifliği analiz etmek istiyorsak, meseleye bir o kadar klişe fakat bir o kadar da hakikat olan bu sözden başlamamız gerekmektedir. Modern egemenler, eğitimi insanları adeta hamur gibi şekillendirmeye yarayan bir araç olarak düşünmüşler ve müfredatları hep bu yönde dizayn etmişlerdir. Türkiye’deki eğitim sistemi de hayatını Kemalist rejime adamaya hazır asker yetiştirme derdinde olan bir program dâhilinde hazırlanmıştır.
Bir ideolojiye canını, ömrünü feda etme üzerine kurgulanan bir yaşam tarzı sadece Kemalistleri değil, onun karşısında konum alan bütün ideolojik pozisyonları da şekillendirmiştir. Karşı olunan düşman, işleyiş tarzı bakımından isim değiştirilme yöntemiyle muhaliflerince uygulanmak üzere tasarlanır olmuştur. Özetle Türkiye’de Kemalizm veya Atatürkçülük olarak tanımlanan ideolojinin, bütün insanların kılcal damarlarına kadar bir biçimde işlediğini ifade etmek gerekmektedir.
Türkiye’de eğitim ne olmuş nasıl olmuşsa, öğrenciler kendileri masa başında sınav sistemleriyle hayatlarını tüketir ve çürütürken bulmuşlardır. Birinci sınıftan itibaren not ve sınav sistemi başlarken, özellikle ortaokuldan (11-14 yaş) üniversite sonrasına kadar (21-22) durmadan test çözmektedirler.
Ki burada verilen yaş ortalamaları sene kaybetmeyen, sınıfta kalmayan, üniversitesini uzatmayan, mezun olunca direkt sınavları kazananlar için verilmiştir. Başarılı kesim ortadan çıkarılırsa, yükselişin devamı isteniyorsa, akademik kariyer yapılmak isteniyorsa otuz, otuz beş yaşlarına kadar insanların ömürleri test sınavlarıyla geçmektedir.
Böylece gençlik dönemi masa başında, hayattan kopuk, şık işaretleme üzerine kurulu sınavları çözmekle kapanmaktadır. Türkiye’de insanlar karınlarını doyurma, yükselme telaşı içerisindeyken farkında olmadan kendi kendilerini köreltmekte ve yeteneksizleştirmektedirler. Yıllarca süren test sınavlarına hazırlanma süreci ise bir anlamda hobisizleşme sürecidir.
Buradaki hobiden kasıt, eski para-pul biriktirmeden ziyade, belki de kapitalist sistemin olmazsa olmazı olan, her türlü piyasanın çarklarını döndürmeye yarayan, fakat bir yandan da insanların kendilerini oyalayacakları, herhangi bir spor çeşidi uzmanlığı, bir müzik aletiyle uğraşma vs’dir. Proje çocuk (dizaynlı, programlı, en az bir müzik ve spor çeşidiyle uğraşan robotlaştırılmış çocuk) olma hali dahi Türkiye’de gerçekleştirilememektedir.
Ancak yukarıda özetlediğimiz gibi, Türkiye’deki eğitim mekanizması insanları köreltmekte, yeteneksizleştirmekte ve böylece onların kendilerini oyalayacakları hobileri iptal etmektedir. İşte tam burada üzerinde çok da kabiliyet ve uğraşı gerektirmeden laf söylenebilen, insanı bir şekilde oyalayabilen alan olarak siyaset karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’de siyasetin bu kadar ön planda olmasının nedeni, çok daha gerçekçi ve katı yasalara (burjuvanın ve otomatik olarak şirketlerin olmayışı, devletin para ve gücü elinde bulundurması) bağlı olsa dahi, ilk bakışta komik, fakat bir yandan da gayet gerçekçi gözüken hobisizlik durumundan da kaynaklanmaktadır. Dikkat edildiği zaman karakteri ve tarzı siyasetle uğraşmaya hiç uymayan insanların bu kadar siyasetçi kesilmesinin altında da hobisizlik etkisinin olduğu rahatlıkla gözlenebilmektedir.
Buraya kadar, iktidarıyla-muhalifiyle, aslında bütün Türkiye insanını kapsayacak şekilde bir analiz yapılmaya çalışılmıştır. Şimdi direksiyonumuzu hobi olarak muhaliflik yapan kesime çevireceğiz. Bunun sebebiyse eskisine göre Türkiye’de iktidarın daha fazla konuşulmasıdır. İktidarın bu kadar analiz edildiği noktada muhaliflerin analiz edilmiyor oluşu tozların halı altına itilmesinden başka bir şey değildir. Bir ülkede iktidarın muhalifinden bağımsız olarak oluştuğunu iddia etmek veya düşünmek ya doğal saflık ya da katıklı uyanıklıktır.
Hobi olarak muhaliflik, yeteneksizlik ve hobisizliğin sonucu oluşmuştur. Bu bakımdan argüman olarak konuştukları meseleler, oyalanmak, vakit geçirmek içindir. Hobi olarak muhaliflik gerçek hayatta muhaliflik yapmak yerine sosyal medyada muhaliflik yapmayı gerektirir; çünkü gerçek hayatta muhaliflik yapmak, ciddi, yorucu ve vakit feda etmekten geçmekte, sosyal medya ise oturduğun yerden bütün vicdancılıkların oynanabileceği bir alanı ifade etmektedir.
Hobi olarak muhaliflik papağanlıktır; bir kafeste hapsedildiğini kabul edercesine binlerce kez tekrarlanan, argüman olarak bir geçerliliği olamayacak sözlerin klişe olarak tüketilmesidir. Hobi olarak muhaliflik sadece muhalifliktir; çünkü bir şeyler yapma iradesini göstermek konfordan vazgeçmek anlamına gelmektedir.
Hobi olarak muhaliflik kendini bilmemektir; o kadar düşmana-iktidara odaklanmaktır ki neyin hayal edildiğinin unutulması halidir. Hobi olarak muhaliflik gerçeklerden kaçmaktır; sosyal medyada kendini gene sadece kendin gibi olanları takip ederek özerk bir alan oluşturulduğuna kendini inandırmadır. Hobi olarak muhaliflik bir şey yapma üzerine değil, yaptırmama üzerine bir hayal dünyasına sahiptir. Hobi olarak muhaliflik yapay ve derin teorilerle yüzlerce parçaya ayrılıp, bir kişiyi başkan yaptırmama hedefiyle birden birleşebilmektir.
Hobi olarak muhaliflik bir şeyler yapıyormuş gibi yapmaktır; Gezi Parkı’ndaki hazır gıda komüncülüğünden, Kadıköy’ün sanat atölyelerinden ve üniversite solculuğundan tatmin olmaktır. Hobi olarak muhaliflik eğlencenin diğer bir adıdır; günah işleme kapasitesinin din karşıtı solcularda olduğundan yola çıkarak, onlarla takılmak, böylece hem eğlenmek hem de vicdanlı görünmektir.
Hobi olarak muhaliflik, iktidara karşı olup iktidarın hükmettiği hukuktan medet ummaktır. Hobi olarak muhaliflik kapitalist Batı’nın eleştirdiği AKP’nin düştüğünde komünizmin gelebileceğini hayal etmektir. Hobi olarak muhaliflik yaşanan bütün ölümleri öne sürerek vicdanlı görünüp iktidara çakmanın derdindedir. Hobi olarak muhaliflik her yerin güvenlik kameralarıyla dolu olmasını görmezden gelip içkinin geceleri satılmayışını özel alana müdahale olarak görmektir.
Hobi olarak muhaliflik 30 Mart 2014 yerel seçimlerde HDP’yi AKP ile ittifak kurduğu suçlamasını yapıp HDP oy vermeyip hatta ona cephe alıp, 7 Haziran 2015’de HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın ağzından defalarca AKP ile koalisyon kurulmayacağını dinleyip hazlar yaşamaktır. Hobi olarak muhaliflik, bir seçimde CHP-MHP ittifakına, diğer bir seçimde HDP’ye oy verebilme çelişkisini yaşayabilmektir. Hobi olarak muhaliflik, sosyal medyanın sanallığında kaybolup gitmek, akıllı telefonu kenara bırakamamak demektir.
Hobi olarak muhaliflik, liberalizmi eleştirip liberal adayın “uyuşturucu serbest olmalı” seçim vaadiyle sevinçle coşmaktır. Hobi olarak muhaliflik, yıllarca bütün Müslümanları Fethullahçı olarak görüp eleştirmek, daha sonrasında Fethullahçılar AKP’yi eleştirince yapılan bütün eleştirileri geri çekmektir. Hobi olarak muhaliflik, devlet silah kullanınca silah karşıtı gibi durma, devrimci önderler silah kullanınca romantik bir tablo yaratma peşinde koşmaktır. Hobi olarak muhaliflik, vicdani ret hayalleri kurup bedelli askerlik yapmaktır.
Hobi olarak muhaliflik ODTÜ, Konur Sokak, Boğaziçi Üniversitesi, Kadıköy’e sıkışıp kalmak, Esenler, Güngören, Bağcılar ve GOP’a açılamamaktır. Hobi olarak muhaliflik, Boğaziçi Caz Korosu’dur, Bandista’dır. Hobi olarak muhaliflik, Ekşi Sözlük’tür, Leman ve Penguen karikatür dergileri, Radikal ve Birgün gazeteleridir, Birikim dergisidir, bianet.org’dur, diken.com.tr’dir ve t24.com.tr’dir hobi olarak muhaliflik! Hobi olarak muhalifliğin önderleri, eğlenceli ve yetenekli gözükerek önceden üretilen ürünleri taklit etmekten öte hiçbir şey yapamamak tıkanıklığındadırlar.
Bütün dünyanın kapitalist sömürünün iktidarıyla tutsak edildiği bir zamanda iktidara karşı çıkmak önemlidir. Ancak bu iktidara karşı çıkma hali bir fedakârlık ve vicdanlı tavırdan ziyade, hobisizlikten kaynaklanıyorsa buradan bir şeyin çıkması düşünülemez. Spor ve müzikle uğraşsa tatmin olabilecek insanların, yukarıda sayılan minik burjuvaların tatminsiz muhalifliklerinden etkilenip bir şey yapabileceklerini düşünmek ümitsiz bir vakadan öteye geçemez.
Yusuf Tunçbilek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder