25 Mayıs 2015 Pazartesi

Yenilmiş Kavimler Tapınağından

Gençken şaşkın oluyor insan
Yanılmışım/ şanlı değilmiş
Şaşılası güz direnişi/ gülün
Sağlam bir duvar olsam
Bu yıkıntılar ortasında
Göğe yekindikleri için/bir çınar
Ağaçlar kınanamaz
Yatay kökleri/ bağışlatıyor
İsyanlarını /onların suçunu yatıştırır
Bu asabi kasırga/ ayağa kalkar
Kanayan damar
Ayağa düşmüş /kösnü
Metanet dergâhında
Mihrap baş aşağı
Hayaller ölülere
Yaslanmış da /yürüyor
Kedi köpek /börtü böcek
Kadın erkek /yan yana
Ağartın bayrakları /ateşi kısın
İndirin kalkanları
Yenik ruhlar doğrulsun
Sonsuz barışta
Yenilmiş kavimler tapınağından
Ve bu kağnısına koşulan
Donmuş göldeki/ kutsal kıpırdanışlar
Zavallı kızının kemiklerini
Duvara çatılmış buldu
Kuru bir sarnıçta
Nerden geldik buraya /nasıl
Yeni açlıklardan besleniyor
Karnımızdaki/ parazit
Biz burada donuyoruz /susarak
Tanrının morarmış tırnakları arasında /soğuyor
İçimizden/ söylediğimiz şarkıdaki kül
Belki insanın doğduğu güne/ uzak ara
Sizin kadar gerçek olsaydı /buradaki gece
Uzatmazdım bu kadar
Biz burada ölüyoruz kardeşler
Belki insanın doğduğu güne/ uzak ara bu yaşam
Güneş mi çekilmiş /buruşan etekleriyle güne bırakmış yerini
Bozkır fersiz /toprak emince rüzgârını
Büyük yara/ herkesin yarası
Tenha bir buzulun koynunda
Güneşin körüğü /kıpkızıl balkıyarak/
Oyuyor /yana yakıla /donmuş yerlerimizi
Dokunaklı ısıtmak için
Neşesiyle Melami şeyhi
Kanından damıttığı
Bir tutam tuzu serpiyor
Önündeki ölgün mangala
Kırıyor durduk yerde/ külün kalbini
Kırılmaz sanırdım /Ali’nin kalbi
Bitek topraklardan devşirilmiş
Bir kök /ayrık otu
Ölünün /doğal duygusudur bu
Dumandan uzak durur/ toprağa yakın
Topuklarını sürüyerek yürümekte
Haksız mı Ali
Eskiden olsa akla yatkın/ bir yanıt bulurdum
Her şeye şimdi susuyorum
Sessizliğin derinliğinde
Çekildiğim bahçelerde
Bir kurdun dişleriyle /ısırıyorum yaşamı
Başkalarına şan olsun diye/ katlanıyorum
Yaşamın kanıyla lekeledi /bu zamanı
Acının ömrü /Hızır’ın İlyas’a kavuşmasından daha uzun
Etin /kemikten sıyrıldığı an
İki kirpik arasındaysa
Taşın zamana geçirgen barikatı
Bir kum/ zerresinin kalbinde uyur
Akrebin gümüş çıngırağı/ çöl müdür?
Çiğnenen sarı safran /eti mi?
Kösnül bedevinin
Sencer Karaaslan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder