Tevhid mücadelesini omuzlayan halklar, Kabil'den bu yana egemenlik ve üstünlük iddia ederek hâkimiyet kurmak isteyenlerin icat ettikleri sınırsal ve sınıfsal tüm kabulleri reddediyorlar. Ve bir halkın tutuşturduğu İsyan ateşi, diğer halklara sıçrayarak beraberinde çeyrek asırlık diktatörleri devirecek güce ulaşıyor. Mağrip'den yükselen isyan çığlığı, Ortadoğu ve Körfez halklarında yankılanarak diktatörlerin tahtını sallamaya devam ediyor.
Kapitalizm ve sınıflı toplumun en çok çarpıklık gösterdiği bölgeler az gelişmiş ülkelerdir. Sınıflar arasındaki refah seviyesi bir pergelin en çok açıldığı yer kadar açık. Bu sebepten halkın yaşam standartları ile iktidar çevresindeki zengin zümrenin yaşam standartları arasında çok büyük bir fark var. Durum böyle olunca ve küresel kapitalizmin her geçen gün iflasa yaklaştığı gerçeği; işsizlik, yoksulluk ve açlığı tetikleyince protestolar, başkaldırılar, isyanlar kaçınılmaz oluyor. Dünyada yükselen öğrenci protestoları, Arap ülkelerinde daha da güçlendi. Bunun sebebi, o ülkelerdeki demokratik zeminin fazlasıyla zayıf olması. Yolsuzluk yaparak lüks ve israf içinde yaşayan ve antidemokratik uygulamalara imza atan hâkim elit zümrenin neredeyse yarım asırlık diktatoryaları halka anarşizan bir tepkiden başka sonuç bırakmadı.
Başlarındaki diktatörü deviren halk, yerine tayin edilen yeni meclisi de beğenmeyerek protestolarına devam ediyor. Ortadoğu'da işbirlikçi rejimler ise korkudan titremeye başladı bile. Sokaklarda tankların, panzerlerin önüne dikilecek kadar öfkeli olan gençler; Cuma Namazı’ndan sonra “diktatörü devireceğiz” diye yeminler ediyor. Ortadoğu ve diğer Arab ülkelerinde sokağa çıkan gençler ailelerine; “rejim devrilene kadar bizi beklemeyin” diyerek ayrılıyorlar evlerinden. Allahuekber sesleriyle hükümet binalarını, karakolları kuşatan Ortadoğu halklarının devrimi, günün doğması kadar yakın. İsyanın son adresi olan Yemen'de halk 32 yıllık başka bir diktatörün yakasından tutmuş durumda. Diktatörlüğün devamı için Suudi Arabistan öncülüğündeki emperyalist gerici ittifakın da pek şansı yok, zira hem başta kendi içindeki kimi silahlı muhaliflerin varlığı hem de yediden yetmişe, çocukları, gençleri, kadınlarıyla topyekûn devrimci Yemen halkı düşmana geçit vermemek üzere direnişe olanca varlığıyla destek veriyor.
Umudumuz o ki; uzun süre sonra Dünya'da işler insanlıktan yana işlesin ve Allah işgallere, savaşlara ve ihanetlere rağmen direnişin sürdüğü Kürdistan, Mısır ve Tunus'ta, Yemen, Filistin ve Suriye'de, bütün bir Ortadoğu ve dünyada “Ezilenler İktidara” (Kasas: 5) inancını kuşanmış halkların, bağımsızlık ve kurtuluş savaşını zaferle sonuçlandırsın. Gün artık bizim günümüz. Ezilenlerin, yönetilenlerin, güçsüzlerin dünyayı değiştireceği günün şafağı sökmek üzere! Ve bu değişime öncü olan İntifada bilincindeki halkın Müslüman halklar olması, biz inananlar için fazlasıyla umut ve gurur verici olduğu kadar aynı zamanda da örnek teşkil etmekte. Yaşasın Küresel İntifada! Yaşasın Halkların İsyanı!
Emperyalizme Karşı Halkların Kurtuluşu İçin Evrensel İslami Direniş Cephesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder