28 Mayıs 2015 Perşembe

Kürtler ve Selahattin Demirtaş “İnsanlaştırılıyor”

Kürtler tarihte nice zulümler yaşamış bir halktır. Acıdır ki Kürtler dışında bu zulümlerin karşısında hiçbir ideoloji, din ve halk mensubu durmamıştır. Öyle zamanlar yaşanıldı ve hâlâ yaşanıyor ki, Kürtler “az insan”, hatta “hayvan” olarak görülüyorlar.
Kürtler kardeş, fakat komşu olunmaması gereken, amele, medeni olmayan, kaba, köylü, kıro, pis kokan, köle. Hatta insanlar arasında “Kürt” sözcüğü bir küfür olarak dahi kullanılıyor. İşte Türkiye’deki Kürt imajı.
Bu olumsuz imaj şimdilerde değişiyor. Her ne oluyorsa değişiyor. Belki ölülerle, kanla, belki de barışla. İnsanların kafasındaki Kürt imajı değişirken, her durumu olduğu gibi bu durumu da fırsata çevirmek isteyenler arasında kıpırdanmalar yaşanıyor.
Yıllarca Kürtleri yok sayanlar, şimdilerde coğrafî keşif yapan bir Batılı edasıyla, Kürtleri keşfediyorlar. Tam bir Batılı gibi keşfediyorlar; onu nasıl sömüreceğine bakıyor, onu nasıl kullanabileceğini tasarlıyorlar.
Ve bunun için Kürtler ve Selahattin Demirtaş “insanlaştırılıyor”. Kendilerini insan olmanın ne olduğu konusunda üstün fikirlerle bezemişler, etrafında istediklerine, bir zamanlar “hayvan” olarak gördüklerine “insan” vasfı bahşediyorlar.
Selahattin Demirtaş “insanlaştırılıyor”; çünkü o birilerinin gözünde bir “hayvan”dı. Kürtlere yakıştırılan “hayvan” gibi; sadece hayvanların yaptığı düşünülen işçi olmaktan, kapıcı olmaktan, fındık toplamaktan, çöpçü olmaktan başka bir şey değildi.
Selahattin Demirtaş “insanlaştırılıyor”; onun saz çaldığı gösteriliyor, onun bisiklete bindiği gösteriliyor, espri yaptığı gösteriliyor, film izlediği gösteriliyor, selfie çekebildiği gösteriliyor, gezdiği, tozduğu, yemek yediği gösteriliyor.
Selahattin Demirtaş “insanlaştırılıyor”; arabasında müzik dinleyebildiği gösteriliyor, ailesiyle vakit geçirebildiği gösteriliyor, çocuklarını öptüğü, onlarla konuştuğu, onları özlediği, yumurta yaptığı gösteriliyor, kahkaha atabildiği gösteriliyor.
Selahattin Demirtaş “insanlaştırılıyor”; ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olmasını engelleyebilecekse insanlaştırılıyor, %10 barajını geçip “diğer bir hayvan” olan dindarların iktidarını devirecekse insanlaştırılıyor.
Selahattin Demirtaş “insanlaştırılıyor”. Ne kadar AKP eleştirisi yaparsa o kadar insanlaştırılıyor, ne kadar IŞİD eleştirisi yaparsa o kadar insanlaştırılıyor, yarın bir gün ne kadar İslam eleştirisi yaparsa aynı oranda o kadar insanlaştırılacak.
İnsan olmanın ölçütlerini ellerinde tutanlar, kimin insan olup kimin insan olmadığına karar veriyorlar. Dün Uludere’de [Roboskî’de] bombalananlar kaçakçı olarak tanımlanıp “havyan”laştırılıp öldürülmüşken, bugün AKP iktidarını bitirme ihtimalleri dolayısıyla “insan”lar.
Liberaller dindarları Türkiyelileştirdikleri gibi Kürtleri de Türkiyelileştirmek derdindeler. Liberaller, iktidar potansiyeli gördükleri Kürtlerin bütün değerlerini posa haline getirip çöpe atmak derdindeler.
Selahattin Demirtaş da bütün bu gerçekleri önceden bilir tarzda hareket ediyor ve bundan dört-beş sene önce yukarıda fotoğraftaki görüldüğü yüzündeki iki tane ben’i yok ediyor. Selahattin Demirtaş benliği ve benlerinden koparken bir anlamda Türkiyelileşiyor.
Liberallerin, Beyaz Türklerin ve Batılıların gözünde “hayvanlar” “diğer hayvanlarla” ne kadar kavga ederse o kadar “insan” oluyorlar. Semirmiş çağdaş Romalılar kölelerini birbirleriyle kavga ettirerek zevk alıyorlar. Ve gariptir, bu sefer onları bu kavgayla “kölelikten” azat edip insan kılıyorlar.
Yusuf Tunçbilek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder